13.09.2025
“KADIN - ERKEK EŞİTLİĞİNE TARİHSEL TUTARLILIKLARI İÇİNDE BİR KEZ DAHA VURGU YAPTILAR”
“MUSTAFA KEMAL PAŞA’YA OMUZ VERDİNİZ. KURTULUŞTA DA KURULUŞTA DA SİZ VARDINIZ”
“CUMHURİYET HALK PARTİSİ ELBETTE HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE YARIN DA ALEVİLERİN VE TALEPLERİNİN YANINDADIR”
“ATTIKLARI İFTİRANIN VİCDANLARDA KABUL GÖRMEDİĞİ GİBİ ENİNDE SONUNDA AYAKLARINA DOLAŞTIĞINI DA HEP BİRLİKTE GÖRDÜK”
“SAFLAR AYRIŞMIŞ, O KÖTÜLÜK YİNE ERDOĞAN’I BULDU”
“TÜRKİYE’NİN YARINLARINI İNANCI, MEZHEBİ NE OLURSA OLSUN ÜLKENİN TÜM NAMUSLU İNSANLARIYLA KURACAĞIZ”
“İNSANLIĞA, BARIŞA, KARDEŞLİĞE HİZMET ETMEYE SÖZ VERİYORUZ”
“GECENİN EN KARANLIK ANI, ŞAFAK SÖKMEYE YAKIN EN YAKIN ANDIR. ŞAFAĞI BEKLEYEN TÜM CANLARA SELAM OLSUN”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Yenikapı Etkinlik Alanı’nda düzenlenen Serçeşme Hünkar Hacı Bektaş Veli Festivali’ne katıldı. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, burada yaptığı konuşmada, “‘Sevgi muhabbeti kaynar, yanan ocağımızda. Bülbüller şevkle gelir, gül açar bağımızda. Hırslar, kinler yok olur aşkla meydanımızda. Aslanlar, ceylanlar dosttur kucağımızda.’ Bugün dördüncü Serçeşme Hünkar Hacı Bektaş Veli Festivali’nde siz değerli canlarla bir arada bulunmanın mutluluğunu yaşıyorum” dedi. Özel, şunları söyledi:
“2 MİLYON ÜYEMİZİN DEĞİL, 15,5 MİLYON VATANDAŞIN ADAYI”
“İstanbul’un seçilmiş İl Başkanı Özgür Çelik’le birlikte partimizi temsilen katıldığımız bu festivalde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Nuri Arslan’ın şahsında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tüm emekçilerine, tüm yönetici kadrolarına ve elbette… Her zaman çok beğeni ile dinliyorum, bizi buraya takdim eden değerli arkadaşımızı. Hatta diyorum ki ‘Ne güzel bir hitabet ve kusursuz. Bütün geceyi eksiksiz sunuyor.’ İlk kez bir hata yaptığına şahit oldum. Hatası şudur: Sayın Ekrem İmamoğlu’ndan bahsederken iki kez ‘Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı’ dedi. Biz o niyetle yola çıkmıştık. 19 Mart günü kendisine bir darbe girişiminde bulunulup, Türkiye’nin bir sonraki Cumhurbaşkanı’na darbe yapılınca, biz millete dedik ki ‘23’ünde biz kendi ön seçimimizden vazgeçtik. Sandığı koyuyoruz ve bütün canları, Türkiye’de Ekrem İmamoğlu’nun yarınları aydınlatacağına inanan tüm vatandaşları dayanışmaya davet ediyoruz.’ O gün bugündür kendisi iki milyonluk Cumhuriyet Halk Partisi’nin değil, 15,5 milyon vatandaşın; 96 yaşında çift bastonla sandığa koşan teyzemin, karnındaki üç aylık bebeğinin geleceğini Ekrem İmamoğlu’na emanet etmeye koşan genç kardeşimin adayıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ndeki 15,5 milyon kişiyle birlikte onu aday gösterdik. Kendisini buradan yürekten selamlıyorum. Yasını da sevincini de ortak eden, lokmasını paylaşan, ‘Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir’ diyen cümle canları sevgiyle selamlıyorum. Alevi Bektaşi kurumlarının çok değerli temsilcileri var burada. Bu gece açılış konuşmalarının tamamı erkekler tarafından yapılabilirdi. Ama Alevi Bektaşi kurumları seçtikleri temsilciyle, değerli başkanımızla bu eksikliği de her zaman olduğu gibi ortadan kaldırdılar ve kadın - erkek eşitliğine tarihsel tutarlılıkları içinde bir kez daha vurgu yaptılar. Kendilerini tebrik ediyorum.”
“BUGÜN DE ZALİMİN KARŞISINDA, MAZLUMUN YANINDASINIZ”
“Bu topraklar çok acı gördü. Alevi toplumu acıyı hep sessiz taşıdı. Acıyı kalemle - kağıtla, sazla - sözle, sükunetle ve sabırla taşıdınız. Her çağın kerbelasından mazlumun yanında oldunuz. Mağdur oldunuz ama asla zalim olmadınız. Bugün de zalimin karşısında, mazlumun yanında dimdik duruyorsunuz. Dimdik duran canlara yürekten teşekkür ediyorum. Anadolu’nun her karış toprağını iyilikle sulayan Horasan erenleri tarihte olduğu gibi bugün de bu toprakların birliğine, beraberliğine hizmet için gönlünü birleştirmiştir. Horasan’dan gelen yıldızlar hala bu memleketi aydınlatmaktadır. Mustafa Kemal Paşa’ya omuz verdiniz. Kurtuluşta da kuruluşta da siz vardınız. Kerbela’dan Çorum’a, Maraş’tan Madımak’a, Sivas’tan Gezi’ye acıyı içinize gömüp kini değil, sevgiyi büyüttünüz. Çocuklara geçmişin feryadını değil, geleceğin umudunu bıraktınız. Deyişlerinizle, nefeslerinizle bu toprakların zenginleştirdiniz, zenginleştirmeye devam ediyorsunuz. Bir gün bile ‘Bize borçlusunuz’ demediniz, size olan borcumuzu hatırlatmadınız. Ama biz biliyoruz; bu ülkenin size borcu çok. Aynı vergiyi verip aynı hakkı alamamak, aynı hizmeti alamamak; ‘Cami ibadethane ise cemevi de ibadethanedir’ diyemeyenlerin egemenliğini bugüne kadar kıramamak; Aleviliği inanç değil, bir kültür olarak tanımlayanları, semahın ibadet değil, müzik olduğunu sananları ve yapılanmaları buna göre kuranları görüyoruz. Bu borçları, hepsini birden ve bir an önce ödemek için Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi ile iktidara yürüyoruz. Aleviler ‘Devlet bana eşit davranmıyor’ diyorsa devletin ‘Eşitsin’ demesinin hiçbir önemi yoktur. Eşitliği herkes kalbinde hissetmelidir. Daha önce de grup toplantılarımızda vurguladım. ‘Türkiye’de eşitsizlik hissediyorum, ayrımcılık hissediyorum’ diyen bir tek Kürt kalmayana kadar Kürt sorunu vardı. ‘Ayrımcılığa uğruyorum, eşitsiz davranılıyor’ diyen bir Alevi kalmayana kadar bu haksızlıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.”
“ÜLKE GEREĞİNİ YAPANLARLA KURTULACAK”
“Bugün Türkiye’de mahkeme adaleti yoktur, gelir adaleti yoktur, ne yazık ki sosyal adalet yoktur. Bizim mücadelemiz ‘Gelin canlar bir olalım’ sözündeki hikmetle bu toprakların birliği ve beraberliği içindir. Biz biliriz ki iyilik makamı siyasetin değil, vicdanın terazisindedir. Eğer bu ülke kurtulacaksa, bu ülke kötülüklerden arınacaksa; kalp gözüyle bakanlarla, nefis karanlığını marifet ışığıyla aydınlatanlarla, ‘Kendine ağır geleni başkasına yapma’ diyenlerle kurtulacaktır. Bu ülke ‘Bir olalım, iri olalım, diri olalım’ sözünü laf olsun diye tekerleme gibi söyleyenlerle değil, bunun gereğini yapanlarla kurtulacaktır. Ne diyordu Pir Sultan? ‘Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan.’ Siz döner misiniz? Biz döner miyiz? Bizler bu yoldan dönmeyeceğiz. Hangi saldırıyla karşı karşıya olursak olalım bu yoldan dönmeyeceğiz, hep beraber yürüyeceğiz, hep beraber başaracağız.”
“SABRIN ÜMİT EDERİM EN SON DEMLERİNİ ADIMIZA YAŞIYORLAR”
“Sevgili canlar, geçen ay Nevşehir Hacı Bektaş’ta değerli başkanın konuğuyduk, misafiriydik. Orada da anlattım, bahsettim. Çok etkilendiğim ve her duyduğumda tüylerimi diken diken yapan Horasan’dan çıkıp da Hacı Bektaş kalacak, yaşayacak bir yer aramak için yola çıkarken mürşidinin eline verdiği asa, ‘Bunu at, nereye saplanırsa oraya kur dergahını’ dedikleri yerde elindeki sopayı atıp da Nevşehir’deki Hacı Bektaş’ta Balım Sultan Türbesi’nin yanı başına saplanan o asadan büyümüş bir dut ağacı... O dut ağacının kökleri asırlara uzanıyor. Yanında dergah var. O karadut ağacından asırlardır kimse bir tane dut koparmamış. Herkes ‘Nasibim olgunlaşsın, düşsün. Ondan sonra yerim’ demiş. Yüzyıllardır olduğu gibi bugün de o ağacın meyvesini kimse dalından koparmıyor. Canlar dutun olgunlaşıp kendi rızasıyla düşmesini bekliyorlar. Çünkü biliyorlar ki hak edilmiş lokma ancak sabırla beklenir. Bu bekleyiş aynı zamanda Alevi Bektaşi toplumunun yüzyıllardır adalet, eşitlik ve barış için sabırla bekleyişini simgeliyor. Artık o bekleyişin meyveleri görülüyor. İşte o meyvelere hepimizin birden ermesi için hepimizin hem çok sabretmesi gerekti, hem çok çalışmamız gerekiyor. Ama bugün yanımızda olamayanlar, Resul Emrah Şahan, Mahir Polat ve tüm canlar o sabrın en kıymetli ve ümit ederim en son demlerini hepimiz adına yaşıyorlar.”
“AÇILIMDAN BAHSEDENLER ÜMİT EDERİZ Kİ ‘HAYIR’ OYU VERMEZLER”
“Bugün yeni bir Alevi açılımından bahsediliyor. Buradan söylüyorum. Kimse Alevilerin sorunlarını, acılarını zaman zaman konjonktürel olarak gündeme getirecek bir siyasi alan olarak görmemelidir. Aleviler için yapılacak şey bir lütuf değil, 10 yıllardır acılı bir bekleyişin olgunlaşmış meyvesine bizzat kendi sabırları ile kavuşmalarıdır. Cumhuriyet Halk Partisi elbette her zaman olduğu gibi bugün de yarın da Alevilerin ve taleplerinin yanındadır. İlk olarak cemevlerine ibadethane statüsü verilmelidir. Bu konuda Sayın Ekrem İmamoğlu’nun geçen yıl attığı ve Türkiye’nin en önemli kamu kurumlarından, kamu hizmetlerinden birini veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin attığı adım, son derece değerlidir. Çok sayıda milletvekilimiz bu konuda Meclis’e kanun teklifleri verdi, komisyonlarda bekliyor. Ümit ediyoruz, burada açılımdan bahsedenlerin Meclis açıldığında komisyon gündemine yeniden getireceğimiz, Genel Kurul’da oylatacağımız önergelerimize, kanun tekliflerimize bu kez birlikte ‘hayır’ oyu vermezler ve önemli bir eşik aşılmış, önemli bir ayıp bertaraf edilmiş olur. Cemevi sorunun yanında ÇEDES programı adı altında eşit eğitimin örselendiği, Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adı altında Alevilerin kabul etmediği bir kurumun işleyişinin kurulduğu, Madımak utancıyla devletin hâlâ yüzleşmediği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu anlayışı değiştirmek için biz samimi adımlarımızı 1 Ekim’den itibaren sıklaştıracağız ve herkesin bugünkü söylemlerinin ne kadar samimi olduğunu o gün göreceğiz.”
“İYİ İNSANLARLA, İYİ NİYETLE YOLA ÇIKTIK”
“Sevgili canlar bu güzel festivali bizlerle buluşturan ve geleneksel hale getiren Ekrem İmamoğlu, kendisini Serçeşme’den bir kez daha özlemle anarken, 19 Mart‘ta aramızdan ayrıldığında beri bugün 178’inci gece. Ve buradan bir şeyi her çarşamba akşamı İstanbul’da tekrarladığımız, her hafta sonu en az bir şehirde tekrarladığımız bir şeyi daha ifade etmek isterim. O günlerde haysiyet cellatları çıkıp dünya kadar iftirayı atarken, birisi de çıkıp diyordu ki ‘Bekleyin bir ayı bulmaz, birbirlerinin yüzüne bakamayacak, ailelerinin gözünün içine bakamayacak hale gelecekler.’ Onu söylediğinde de bir dakika tereddüt etmedik, bir kelime yutkunmadık ve dedik ki, ‘Ekrem İmamoğlu masumdur, arkadaşlarımız masumdur. Bu bir darbe girişimidir, bu kumpastır, iftiradır. 178 gün sonra iftiranın sahipleri yeni iftiralar atmaya uğraşıyorlar ama. O günkü söylenen her şey yaladılar, yuttular. Ben buradan canların gözünün içine baka baka bir kez daha diyorum ki: Arkadaşlarımız masumdur, atılan iftiradır, davalar siyasidir. Alevilere de, Kürtlere de eşitliği getirecek, hepimizin eşit bir şekilde yarınlara yürüyeceğimiz, kısa çöpün uzun çöpten hakkını alacağı, hiçbir çocuğun hayata kapatamayacağı kadar büyük bir farkla geriden başlamayacağı, babaların ve anaların çocuklarına yoksulluğu miras bırakmayacakları, eşit doğulacak, eşit büyünecek, eşit yaşanacak. Hem ekmek mücadelesinde eşitliğin olacağı, birlikte üreteceğimiz, birlikte kazanacağımız, birlikte eşit paylaşacağımız yarınların teminatı Cumhurbaşkanı adayımızın iktidara gelmesine ve bu hizmetleri İstanbul’da olduğu gibi tüm Türkiye’de yapmasına, hiçbir kötülük asla ve asla başaramayacak. Çünkü biz iyi insanlarla, iyi yüreklerle ve iyi niyetle yola çıktık.”
“VİCDANLARDA KABUL GÖRMEDİĞİ GİBİ AYAKLARINA DOLAŞTI”
“Diğer yandan bugün Bayrampaşa Belediye Başkanımız Hasan Mutlu’ya bir sabah baskını yapıldı. Biraz önce çok değerli başkanım, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere yapılan saldırıların ne kadar anlamsız olduğunu ifade ederken… Buradan şunu söyleyelim: Cumhuriyet Halk Partisi ile AK Parti arasında beş belediye meclis üyesi farkı var. İki de bağımsız var. Sekiz belediye meclis üyemizi gözaltına alıyorlar. Niyet yine Gaziosmanpaşa’da olduğu gibi kaybettikleri bir belediyeyi, kazanamadıkları bir belediyeyi yargı eliyle almak. Bir savcı düşünün ki; bir belediyeye operasyon yaparken Cumhuriyet Halk Partisi ile AK Parti arasındaki belediye meclis üyesi farkını gözetip, ondan bir fazla belediye meclis üyesini gözaltına alıyor. Ve bu kötülükler, ardı arkası gitmeyen kötülükler. Ama her şeyi gözümüzün önünde öyle bir seriyor ki… Mesela bugün rozet takarken kazanamadığı Beykoz Belediyesi’nin Başkan Vekilini partisine devşirmeye çalışırken ses kayıtlarından bahsediyor. Oysa bilmiyor ki bahsettiği o ses kayıtlarından birisi Cumhuriyet Halk Partisi’nden istifa eden belediye meclis üyesi, diğer konuşan da içeride Ekrem İmamoğlu’na iftiralar atan birisi. Yani saflar ayrışmış, kötüler, yine o kötülük Tayyip Erdoğan’ı bulmuş ve mağdurlara zalimlik yapan birisi hedef gösterirken ayağına dolaştırdı. Bugün sabah Cumhuriyet gazetesini açtım. Gazetenin iç sayfasında, eteğinde bir haber. Gaziosmanpaşa’da bir kasada para bulunmuş. Daha doğrusu bir kasa çalınmış, polise gidilmiş ve hırsızı bulunmuş. Öyle olunca da kasadaki paranın menşei sorgulanmış, açıklanamamış ve bir istifa ile sonuçlanmış. Ayaklarına dolaşacak ya, yaptıkları kötülük kendilerini vuracak ya. Temiz, namuslu insanlara atılan iftiralar dönüp onları bulacak ya. Gaziosmanpaşa’da Belediye Başkanımız Hakan Bahçetepe’nin belediyedeki kasasının bulunduğu söylenip, TRT’den dolarları, euroları boşaltılırkenki görüntüler servis edilip, görüntü yoluyla iftirayı itirazımız sonucunda TRT ‘Stok görüntü kullandık, boş kasa görüntüsü yoktu o arabanın görüntüsü. Elde bu görüntü vardı’ diyerek kendini savunuyordu. O kasadan belediyenin mührü çıktı bir de Hakan Bahçetepe’nin nasıl namuslu bir insan olduğu ortaya çıktı. Ama bugün Gaziosmanpaşa’daki bir kasadan çıkanlar, Gaziosmanpaşa ilçe başkanının, AK Parti ilçe başkanının evine hırsız girer, kasadan para çalınır, para çalınınca şikayetçi olur, polis hırsızı bulur, kendi oğlu çıkar. Öyle olunca paranın kaynağı araştırılır, izah edemediği için bugün AK Parti’den istifa etmek zorunda kalır. İşte Gaziosmanpaşa üzerinden, CHP’nin kasasından çıkan namus, AK Parti’nin kasasından çıkan gerçekler. O yüzden gün bugünken ve bugün daha bu sabah güne böyle uyanmışken, Bayrampaşa’da ne yapmaya çalıştıklarını, Beykoz’daki kumpasın hangi tarafında yer aldıklarını ve geçen aylarda attıkları iftiranın vicdanlarda kabul görmediği gibi eninde sonunda ayaklarına dolaştığını da hep birlikte gördük.”
“TEK DERDİMİZ ZALİMLERİN HUKUK ÖNÜNDE HESAP VERMESİ”
“Bu açıdan ben bu süreçlerde yaptığımız tüm eylemlerde canının dişine takan, koşan, gelen, Ekrem Başkana, Türkiye’nin yarın umutlarına, belediye başkanlarımıza, bürokratlarımıza sahip çıkan bütün canlara teşekkür ediyorum. Biz haklıyız, biz güçlüyüz, biz doğru taraftayız ve biz kazanacağız. Yürüdüğümüz yolu Hünkar Hacıbektaş Veli’nin, Pir Sultan Abdal’ın, Abdal Musa’nın, Mevlana’nın, Yunus Emre’nin ve nice eren ve evliyanın öğretileri ile aydınlatmaya devam edeceğiz. Biz doğru oturacağız, dost kapısını hep açık tutacağız. Ama yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Zalimlere, kibrin esiri olanlara, adaleti değil menfaati baş tacı edenlere karşı duracağız. İncitiliyoruz, haksızlığa uğruyoruz. Ama incinsek de incitmemeye söz vermişiz. Dünün mağduru olanlar, bugünün nefsine yenilip zalim oldular. Ama biz yarın iktidar olduğumuzda zalim olmayacağız Hiç kimse endişe etmesin ki, buradan partisi ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki herkese sesleniyorum. ‘İktidar değişecek. Bu sefer onların devri gelecek. Onlar da gelip bizi ezecek’ diye kimse düşünmesin. Hele hele size bu korkuyla, açlığa rağmen, yoksulluğa rağmen, işsizliğe rağmen, her türlü baskıya rağmen kendilerine oy verilsin diye bunu kullanmaya çalışanlara karşı söylüyoruz. Bizim kimseyle derdimiz yok. Bizim bir tek bu zalimlerinin hukuk önünde, bağımsız yargı önünde hesap vermesi gibi bir derdimiz var. Ama Türkiye’nin yarınlarını; Alevisiyle, Sünnisiyle, Kürdüyle, Türküyle etnik kökeni ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, mezhebi ne olursa olsun bu ülkenin bütün namuslu insanlarıyla geçmişte hangi partiye oy vermiş olursa olsun birlikte kuracağız. Hacı Bektaş Veli’nin hikmetiyle, Pir Sultan’ın direnciyle, Hazreti Hüseyin’in Hüseyni kıyam diye bilinen dik duruşuyla, insanlığa, barışa, kardeşliğe hizmet etmeye söz veriyoruz. Bu mücadele kötülüğe karşı iyiliğin mücadelesidir. İyiliğin yanında olanlara selam olsun. Gecenin en karanlık anı, şafak sökmeye yakın en yakın andır. Şafağı bekleyen tüm canlara selam olsun. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”